23 Haziran 2016 Perşembe

SONSUZLUĞA GİDERKEN

Gün geldi… Selân okunuyor. İkindi namazından sonra sevdiklerin ve dostların senin son yolculuğunda yanında olacaklar. Evlatların, baban, biraderin vs. senin defin işlerin için oradan oraya koşturuyorlar. Kimisi cenazeni yıkıyor, kimisi de ebediyen kalacağın bacasız, penceresiz yeni evini hazırlıyorlar. Bir an evvel seni yeni evine yerleştirmek istiyorlar. Göçüp gideceğin ev de kalabalık. Mis gibi irmik helvası kokuyor. Sen çok seversin ama sen o helvadan yiyemeyeceksin. Çünki sen artık bir et yığınından ibaretsin. Kolunu kaldıracak, ağızını açacak güç ve irade elinden alınmış. Yani sen artık ÖLDÜN!!


  Hiç beklemiyordun değil mi? Çünki sen daha 20 yaşındaydın, çünki sen daha gençtin… Ama ne yazık ki Azrail Aleyhisselam kendi amirinden “Sadece 70 yaş ve üzeri kişilerin canını alacaksın, gençlere dokunmayacaksın.” Emrini almamış; “Vakti gelen her canlının canını al” emrini almıştır.
Allah bilir sen bu güne hazırlık da yapmamışsındır. Hani ölüm seni bulmazdı ya hazırlıklarımı sonra yaparım, diye düşünmüşsündür.
 Aslında bu hazırlık çok da zor değil be kardeşim. Senin hayattayken nefes alıp vermeni sağlayan Rabb’ine kulluk görevlerini yerine getirmen yeterliydi. Ve yirmidört saatlik bir günün içinde bir saat sürüyor bu kulluk görevi. Sana yirmidört saat verene bir saati çok mu görüyorsun.Ne olurdu yani bir saat daha az bilgisayar oynasan?

  Kulluk görevi sadece Cuma günleri yapılmaz. Nefes aldığın her vakit kulluk yapman gerekirdi. Beşvakit namaz kılman, haramlardan kaçınman, vaktini boşa harcamaman, Allah’a tevekkül etmen senin kulluk görevlerindendi. Ama sen bu görevleri yerine getirmedin. Sana “namaz kıl” dendi, sen “yaşlanınca kılarız” dedin. Namaz, ergenlik çağına girmiş ve aklı başında olan her insana farz kılınmıştır. Dolayısıyla namaz kılmamın genci yaşlısı yoktur. Hatta sor bakalım dedene, namaza kaç yaşında başlamış? Aaa pardon, ama sen soramazsın di mi? Çünkü sen ÖLDÜN!!!
 Sana “vaktini boşa harcama” dendi, sen saatlerce kahvede okey oynadın, lak lak ettin. Sen bu dünyaya boş ve gayesiz gönderilmedin. Sen namazını kılıp Allah katında mübah işler yapsaydın bir sonraki namaz vaktine kadar yapacağın bütün hayırlı ve mübah ameller birer ibadet hükmüne geçecekti ve sevap sayacın sürekli dönecekti.

Evet… Şimdi seni yeni evine koydular. Toprağını atıyorlar. En sevdiklerin göz yaşları içinde toprağını atıyorlar. Sesi güzel mahalle imamı da Yasin-i Şerif okuyor. Yarım saat sonra yanında kimse kalmayacak. Tek başına kalacaksın. Belki de kabir azabın başlayacak. “Beni burdan çıkarın” bağırmk isteyeceksin ama bir fısıltı bile çıkaramayacaksın.
 Ahirete imanın sağlam olsaydı bu ölüm seni korkutmayacaktı. Çünki imanın altı şartlarına yürekten inanıp kulluk görevini yerine getiren insan için öüm son değil, ebedi kurtuluşun giriş kapısıdır.

….
Evet kardeşim gafletten uyan ve kendine gel. Önce şeytanı yanından savmak için besmele çek. Abdestini al, seccadeni ser ve vaktin namazını kıl. Sonra da dua et, tevekkül et, şükret, Allah’ı zikret..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder